Şubat 22, 2006

Yağlı güreş

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Jump to: navigation, search
Er Meydanı
Er Meydanı

Yağlı Güreş, geleneksel bir Türk sporudur. Güreşçiler vucutlarına yağ sürerek güreştikleri için bu şekilde adlandırılır. Er Meydanı denilen alanlarda yapılır.

Güreşçilerin vucutlarının yağlanması nedeni ile birbirlerini tutmaları zorlaştığından , büyük güç ve ustalık gerektiren bir spordur.

Konu başlıkları

[gizle]

Tarihçe

Yağlı güreş gerçekte Mısır kaynaklıdır. Deniz ticareti sayesinde Avrupa, balkanlara taşınmıştır. Özellikle bir düğün eğlencesi olarak başlamış, güreşçiler büyük toprak sahipleri tarafından bu düğünlere katılmak üzere davet edilmişlerdir. Türkler'in M.Ö 4. yüzyıldan beri güreş yaptıkları bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın canlanışını kutlamak için yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde , zafer şölenlerinde hep güreş müsabakalari yapılırdı. Osmanlı İmparatorluğu’nda karakucak ve yağlı güreşler yaygın olarak ve devletin kontrol ve himayesinde yapılmaktaydı. Pekçok bölgede güreş tekkeleri kurulmuş, bunların başlarında şeyh denilen eski ve ünlü pehlivanlar görev almışlardır.

Günümüzde de bu geleneğin bir uzantısı olarak , organize edilen güreş etkinliğinde ağalık sistemi ile masrafları karşılayan bir kişi bulunur. Bu kişiler genellikle yörenin tanınmış ve varlıklı kişileridir.

Osmanlı Padişahlarından Sultan 4. Murad ve Sultan Abdülaziz de bizzat güreş yaparak bu spora gösterdikleri önemi göstermişlerdir. Edirne Sarayiçi’nde 650 yillik geçmişe sahip Kırkpınar Yağlı Güreşleri etkinliği , bu sporun Türk öz kültürü'nün ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterir.

1996 yılında bu spor Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulmuş ve yağlı güreş için önemli bir adım atılmıştır.

Pehlivan

Pehlivan sözlüğü Farsça'dır. Burhan-ı Katı'ya göre asıl anlamı ; yürekli , cesur (Şeci) , yiğit (dili) ise de , Zabit, vali, iri vücutlu ve doğru sözlü kimseye de pehlivan denilir. Bu nedenle yerine göre çeşitli zamanlarda farklı anlamlarda kullanılmıştır.

Selçuklular zamanında kahramanlık gösteren savaşçılara, üstün başarı kazanan atıcı, güreşçi, gürzcü’lere pehlivan denildiği gibi bu sıfat 16. yüzyıl başlarında yalnız sporcular için kullanılmıştır. Pehlivan deyiminin bu anlamda kullanılışı Sultan II. Mahmut çağının sonuna kadar sürmüştür.

Türk Milleti erkeği, kadın ve çocuğuyla güreş sever güreşçiye saygı duyar ve pehlivanlara ayrıcalık tanır. Şüphesiz ki bu sevgi ve saygı , Türk’ün ruhundaki savaşçılık kahramanlık duygulardan ve sporu bu yönüyle sürmesinden kaynaklanmaktadır. Güreşçiye karşı duyduğu sevgi ve saygı da pehlivanların herkesten daha güçlü kuvvetli, vücut yapısının, adalelerinin daha gelişmiş, görünüşünün daha sağlıklı görünmesinden, davranışının yiğitçe, karakterinin doğru ve mertçe oluşu, diline eline ve beline güvenilir olmasından ileri gelmektedir.

Osmanlılar zamanında saray dışında yapılan güreş yarışmaları ; panayırlarda , düğünlerde , kulüplerde bir hayır kurumu yararına veya bu işi meslek edinmiş kişilerin özel yer ve salonlarında yapılırdı , ayrıca düğün ve Ramazan güreşleri adı altında düzenlenen etkinlikler de yapılmıştır.

Sikletler (Boylar)

Kırkpınar başta olmak üzere , büyük çaplı yağlı güreş müsabakalarında boylar şu şekilde düzenlenir:

  1. Teşvik Boyu
  2. Deste Küçük Boy
  3. Deste Orta Boy
  4. Deste Büyük Boy
  5. Küçük Orta Küçük Boy
  6. Küçük Orta Büyük Boy
  7. Küçük Orta Boy
  8. Baş Altı Boy
  9. Baş Boyu

Güresçi sayısının daha az olduğu mahalli yağlı güreş etkinliklerinde ise boylar aşağıdaki gibi düzenlenir:

  1. Teşvik Boyu
  2. Deste Boyu
  3. Küçük Orta Boy
  4. Büyük Orta Boy
  5. Baş Altı Boy
  6. Baş Boyu
Büyük Pehlivanlar
Büyük Pehlivanlar

Önemli Pehlivanlar

İlgili Bağlantılar

Dış Bağlantılar