Şubat 24, 2006

VI. Mehmet

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Jump to: navigation, search
Son padişah Vahdettin
Enlarge
Son padişah Vahdettin

Sultan Mehmed (Vahdettin), 36. ve son Osmanlı Padişahı. 1926'da ölmüştür, mezarı Şam'dadır.

  • Eşleri: Emine Nazikeda Baş Kadınefendi (1866-1941), Müveddet II. Kadınefendi, Nevvare Baş İkbal-Hanımefendi, Nevzad II. İkbal-Hanımefendi
  • Çocukları: Ulviye Sultan, Sabiha Sultan, Ertuğrul Efendi

Sultan Mehmed Vahdeddin 2 Şubat 1861 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, Sultan Mehmed Vahdeddin doğduğu yıl, annesi Gülistu Kadın Efendi de, o henüz çok küçükken vefat etmişlerdi. Çocuk denecek yaşlarda hem öksüz, hem yetim kalan Sultan Mehmed Vahdeddin, babası Sultan Abdülmecid'in kadınlarından Şayeste Kadın tarafından büyütüldü.

Sultan Abdülaziz'in saltanatı sırasında henüz bir çocuk olduğu için serbest yetişti. Eğitim ve öğrenimi ile ağabeyi Sultan İkinci Abdülhamid henüz padişah değilken bile yakından ilgilendi. Sultan İkinci Abdülhamid, saltanat yıllarında da bu tutumunu değiştirmedi, ona hep değer verdi ve onu korudu. Bu yüzden ağabeyinin saltanat yıllarında rahat bir hayat yaşadı.

Sultan Mehmed Reşad, padişah olduğu zaman, yaş bakımından Sultan Mehmed Vahdeddin'den daha büyük olan Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf İzzeddin veliaht idi. Yusuf İzzeddin'in ölümü üzerine veliahtlığa Sultan Mehmed Vahdeddin getirildi.

Veliaht olarak bulunduğu yıllarda, Birinci Dünya Savaşı çıktı. Savaş sırasında Osmanlı Devleti'nin veliahtı olarak Almanya'ya resmî bir gezi yaptı. Bu seyahatinde yanında Mustafa Kemal de bulunudu. Sultan Mehmed Reşad'ın ölümü üzerine, Sultan Altıncı Mehmed Vahdeddin sanı ile padişah oldu.

Konu başlıkları

[gizle]

Mondros Ateşkes Antlaşması

30 Ekim 1918 tarihinde, Limni adasının Mondros Limanı'nda Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay'ın Başkanlığı'nı yaptığı Osmanlı Heyeti ile İngiliz Amiral Calthorp'un Başkanı olduğu İtilâf Devletleri Heyeti arasında imzalanan Mondros Mütarekesi ile silahlı çatışma sona ermiştir. I. Dünya Savaşını bitiren bu antlaşma aslında çok ağır şartlar taşıyordu. Mondros Mütarekesi aslında Osmanlı Devleti'nin yıkılışını öngörmekte; İtilâf Devletleri'ne Osmanlı Devleti'nin herhangi bir bölgesine, güvenliklerini tehdit edecek bir durum nedeni ile işgal hakkını tanımakta idi.

Mustafa Kemal bu mütareke ile ilgili olarak şunları söylüyordu; "Osmanlı Hükümeti bu mütareke ile kendini kayıtsız şartsız düşmana teslim etmeğe muvafakat etmiştir. Yalnız muvafakat etmiş değil, düşmanların memleketi istilâsı için onlara muaveneti (yardımı) de vaad eylemiştir. Bu Mütareke olduğu gibi tatbik edildiği takdirde memleketin baştan sona kadar işgal ve istilâya maruz olacağı şüphesizdir."

Mondros Ateşkes Antlaşması ile İtilaf Devletleri, barış antlaşmasının imzalanmasını beklemeden, Türk topraklarının taksimine giriştiler. Ateşkes Antlaşmasının 7. maddesi gereğince, bütün bir memleketin işgali için İtilâf Devletleri'ne imkân veriyordu.

Sevr Antlaşması

Ana hatları 24 Nisan 1920'de San Remo Kanferansı'nda kararlaştırılan Sevr Antlaşması, 11 Mayıs 1920'de incelenmek üzere Osmanlı Hükümeti'ne verilmişti.

Sultan Vahdeddin'in başkanlığında toplanan Şûra-yı Saltanat 22 Temmuz 1920'de "zayıf bir mevcudiyeti, mahva tercih edilmeğe değer" görerek Antlaşma'nın onanmasına karar vermiştir. Tevfik Paşa'nın, Türk topraklarını parçalayan, millî şeref ve haysiyetle bağdaşmayan bu antlaşmayı imzalamaması üzerine Damad Ferit Paşa tarafından görevlendirilen Reşat Halis Bey, Hâdi Paşa ve Rıza Tevfik (Bölükbaşı) Bey Sevr Antlaşmasını 10 Ağustos 1920'de imzaladılar. Sevr Antlaşması'na göre, Osmanlı Devleti parçalanıyor, Türk Milleti de yasama hakkından yoksun bırakılıyordu.

Sevr Antlaşması'nın Osmanlı Hükümeti'nce imzalanması, Anadolu'daki millî mücadele azmini kuvvetlendirmiş, halkın İstanbul Hükümeti'nden ümitlerini kesmesine neden olmuştur. Büyük Millet Meclisi 19 Ağustos 1920 tarihli toplantısında, Sevr Antlaşması'nı imzalayan ve bunu onaylayan Şûra-yı Saltanat'ta bulunanları vatana hıyanetle itham ederek vatansız sayılmaları kararını aldı. Aynı zamanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti bu antlaşma ile kendini hiç bir surette bağlı görmediğini de ilân etti.

Kurtuluş Savaşı

İşgal altındaki İstanbul'dan vatanın kurtarılmayacağını anlayan Vahdettin, güvendiği kumandanları Anadolu'ya göndermek istedi. Bir gün saraya çağırdığı Mustafa Kemal'i; "Paşa paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunları unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Devleti kurtarabilirsin!" sözlerinden sonra, büyük yetkilerle Anadolu'ya gönderdi.

19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkarak Millî Mücadele hareketini başlatan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu'daki direniş hareketini örgütlediler. Kongreler, Kuva-yı Milliye direnişleri gerçekleştirildi. Nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM'nin Ankara'da açılmasına karar verildi.

Türk milleti, Kurtuluş Savaşı'ndan muzaffer çıktı. Mustafa Kemal Paşa idaresinde büyük bir zafer kazanıldı. Yeni meclis saltanatın kaldırılması ve Osmanlı hanedanının Türk topraklarından çıkarılmasını istedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti 1 Kasım 1922'de hilafet ile saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını bir kanun ile ilan etti. Vahdettin'in adı hutbelerden kaldırıldı. İstanbul ve Anadolu basınında aleyhinde yazılar çıkmaya başladı.

İstanbul'dan Ayrılışı

Hayatını tehlikede gören Sultan Vahdettin, İstanbul'daki işgal kuvvetleri komutanına baş vurarak İngiliz devletine sığınmak istediğini bildirdi. 17 Kasım 1922 sabahı İstanbul'dan Malaya isimli bir İngiliz zırhlısı ile ayrıldı.

Saraydan ayrılışından sonra Vahdeddin önce Malta'ya, daha sonra Hicaz'a gitti. Mekke'de bir süre kaldıktan sonra İtalya'nın San Remo şehrine giderek vefatına kadar orada kaldı.

Ölümü

Sultan Mehmed Vahdeddin, San Remo'da kalp yetmezliğinden dolayı 15 Mayıs 1926 günü 65 yaşında vefat etti. Vatan topraklarına gömülmek en büyük arzusuydu. Ancak bunun mümkün olmayacağını bildiği için en azından halkı müslüman olan bir ülkenin topraklarına gömülmek istemişti. Şam'daki Selâhaddin Eyyubi Türbesi'ni seçmişti ve bu son arzusuydu.

Cenazesi, alacaklıların haciz koymaları yüzünden bir süre ortada kaldı. Ancak devrin Suriye Devlet Başkanı Ahmed Nami Bey, olayı duyunca çok üzüldü ve bütün borçlarını ödeyerek, cenazesini Suriye'ye getirtti. Ancak toprağa verilmeyi çok arzuladığı Selâhaddin Eyyubi Türbesi doluydu. Ahmed Nami Bey, Sultan Mehmed Vahdeddin'in cenazesinin Sultan Selim Camii'nin bahçesine gömülmesini sağladı.

Hakkında Yazılanlar

  • Şahbaba: Osmanoğulları'nın Son Hükümdarı 6. Mehmed Vahideddin'in Hayatı, Hatıraları ve Özel Mektupları, Murat Bardakçı Pan Yayıncılık / Gri Yayın Dizisi
  • Son Padişah Vahdettin, Yılmaz Çetiner Milliyet Yayınları / Tarih Dizisi
  • Yıldız'dan San Remo'ya: Vahdettin'in Dördüncü Kadınefendisi Nevzat Vahdettin'in Hatıraları ve

150'liklerin Gurbet Maceraları, Nevzat Vahdettin, Arma Yayınları / Tarih-Anı Dizisi


Osmanlı Arması Osmanlı Hanedanı Osmanlı Arması
Beylik öncesi: Süleyman Şah ve Ertuğrul Gazi
Osmanlı Beyliği
Osman Gazi | Orhan Gazi | I. Murat | Yıldırım Bayezid| Fetret Devri | I. Mehmet | II. Murat
Osmanlı Devleti
Fatih Sultan Mehmet | II. Bayezid | Yavuz Sultan Selim | Kanuni Sultan Süleyman | II. Selim | III. Murat | III. Mehmet | I. Ahmet | I. Mustafa | Genç Osman | I. Mustafa | IV. Murat | I. İbrahim | IV. Mehmet | II. Süleyman | II. Ahmet | II. Mustafa | III. Ahmet | I. Mahmut | III. Osman | III. Mustafa | I. Abdülhamit | III. Selim | IV. Mustafa | II. Mahmut | Abdülmecit | Abdülaziz | V. Murat | II. Abdülhamit | V. Mehmet | VI. Mehmet
Son Halife: II. Abdülmecit


Önce gelen: V. Mehmet Osmanlı Sultanı 19181922 Sonra gelen: Türkiye Cumhuriyeti adına Mustafa Kemal Atatürk
Önce gelen: V. Mehmet Osmanlı Halifesi 19181922 Sonra gelen: II. Abdülmecit